kose
En Güzeli Bir padişah yaşı gelip geçmesine rağmen evlenemez. Ona ülkenin tüm kızları gösterilir hatta komşu ülkelerin güzel kızları da gösterilir ama padişah birini beğenemez. Vezir merak eder ve çekinerek de olsa sorar:" O kadar güzel kızdan nasıl olur da birini beğenemezsiniz?" Vezirin bu sorusu karşısında padişah gülümser. Vezirine döner ve şöyle der:"Sarayımın önündeki gül bahçesine girip bana en güzel gülü getirdiğin takdirde evleneceğim ancak bir gülü kopardıktan sonra başka bir güle elini sürmeyeceksin ve asla almaktan vazgeçtiğin güle tekrar dönmeyeceksin." Vezir bunu kabul eder ve gülüstana girer. Daha ikinci adımda çok güzel bir gül görür ama bahçenin başındadır daha güzeli mutlaka vardır der ve yürümeye devam eder bir güzel gül daha elini uzatır ama dokunamaz acaba daha iyisi var mı der ve devam eder.Adımlar adımları kovalar ve bahçenin sonuna gelir ama vezirin elinde gül yoktur. Birbirinden güzel güllerin yanından geçip gitmiştir ancak birini bile koparamamıştır. Padişah:"Benim hayatım da böyleydi işte en güzelini aradım en dürüstü en beceriklisi olsun dedim ve daha iyisi olur diye düşündüğümden hiç biriyle evlenmedim kısacası hiçbir gülü koparmadım.Benim ömrümün yani gül bahçeminde sonu geldi geriye dönüp keşke dediğim çok gül oldu ama gururdur geriye dönüp bakmak bize yakışmaz dedim ve bak elimde senin gibi tek bir gül yok." Bu hikaye aslında insanların kendisi için en güzelini seçecek olduğunda eli boş kalmasını anlatıyor ama benim hikayem kendisi için değil sevdiği insan için eli boş dönen öğrencilerimin hikayesi.Kınıkkoz'a veli ziyareti için gittiğimde çok sevdiğim öğrencilerimle çilek tarlasına girdik. O tarlada çilek yemek değil öğrencilerimle hoş sohbet etmek gönülde unutulmaz tadlar bıraktı. Öğrencim,hocam neden çilek yemiyorsunuz,siz de yesenize,dediğinde aklıma bu hikaye geldi.Acaba insanlar başkası için de en güzelini düşünecek olunca çaresizleşiyor mu dedim. Ve öğrencimden tarlanın en güzel çileğini getirmesini istedim.Bir tane çilek yiyeceğim en güzeli olsun ama dedim.Koşar adım tarlaya girdi bir kaç fideyi yokladı gitti geldi,biraz bekledi eli boştu.Hocam ya en güzelini seçimedim ki,size en güzelini bulacam söz ama siz buradan yiyin bunlar da güzel, dedi. Orada başka bir çocuk-benim öğrencim değil- hemen yere eğildi iki üç fideye bakıp hemen bir tane güzel bir çilek getirdi.Hocam buyrun ben getirdim,dedi. Benim öğrencim ondan güzelleri var diye isyan ettiyse de ben görmek istediğim manzarayı görmüştüm. Benim öğrencim eli boş gelmeyi göze alarak en güzelini aradı hem de hikayedeki gibi kendisi için değil benim için. Canım öğrencilerim sizler de benim gül bahçenim güllerisiniz hiç birinizi birinizden ayıramıyorum. En güzeli hangisi diye sorsalar ben de eli boş döneceğim bunu biliyorum. Ama bu gül bahçesinin bahçevanı benim tüm güller elimde yetişiyor. Ve biliyorum hangi güle özen gösterirsem o daha güzel olacak. Benim için bu bahçenin tüm gülleri güzel ve tümünüz biz öğretmenlerin elinde güzelleşmeye devam edeceksiniz. Sizleri çok seviyorum. Ali Can ATASEVER(Türkçe Öğretmeni) |